admin – Umutnet Blog https://umutnet.org Haber Teknoloji vs Mon, 14 Oct 2024 13:52:04 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.1 Balgama Ne İyi Gelir? https://umutnet.org/saglik/balgama-ne-iyi-gelir/ https://umutnet.org/saglik/balgama-ne-iyi-gelir/#respond Mon, 14 Oct 2024 13:50:50 +0000 https://umutnet.org/?p=1141 Balgama Ne İyi Gelir?

Bol su içmek, tuzlu su ile gargara yapmak, sıcak duş olarak buhar banyosu yapmak ya da sıcak suyun içine okaliptus ve/veya nane yağı damlatarak çıkan buharı solumak,  limon suyu içmek zencefil-zerdeçal-bal karışımı yemek ve ceviz perdesi çayı tüketmek balgamı parçalayarak çıkarmayı kolaylaştırır. 

Balgamı söktürmeye yardım ederek balgama iyi gelen doğal yöntemler aşağıdaki gibidir:

  • Bol su tüketmek
  • Limonlu su içmek
  • Tuzlu su ile gargara yapmak
  • Zencefil, zerdeçal, kekik, fesleğen, meyan kökü ve ceviz perdesi çayı içmek balgamı parçalamaya yardım eder
  • Sıcak bir duş ya da buhar banyosu yapmak
  • Nane ve okaliptus yağı gibi mentollü yağları sıcak suya damlatıp, buharı solumak solunum yollarını nemlendirip balgamı incelterek atılımını kolaylaştırır
  • Bal-limon-karabiber karışımı yemek
  • Et ve tavuk suyu çorbası içmek
  • Sarımsak yemek
  • Sigara ve sigara dumanından uzak durmak
  • Bulunulan ortamı nemli tutmak
  • Alerjileri kontrol altında tutmak da balgamı oluşumunu önleyebilir.

Balgam söktürücüler

Eczaneden reçetesiz olarak temin edilebilen balgam söktürücüler, doğru bir şekilde uygulandığında balgam şikayetinizi sonlandırabilir.

Tuzlu su ile gargara

Bir bardak ılık suya 1/2 yemek kaşığı tuz ekleyip ağzınızda gargara yapın. Bu yöntem, solunum yollarındaki mukusu yumuşatarak balgam söktürücü etki yaratır.

Bol sıvı tüketmek

Balgam sorunu yaşandığında önemli olan boğaz ve mukusu nemli tutmaktır. Bu yoldaki en etkili yöntemlerden biri de su içmek ve sıvı tüketimidir. Suyu tek başına içmenin yanı sıra bitki çayları tüketerek veya gargara yaparak da balgam sorununun önüne geçebilirsiniz. Ayrıca buhar solunması da balgam söktürücü olarak değerlendirilebilir.

Sıcak suyla duş almak

Buharlı bir banyoda geçirilen zaman, burun ve boğazdaki mukusun gevşemesine ve temizlenmesine yardımcı olacaktır.

Et ve tavuk suyu çorbası

Birbirinden önemli faydalarıyla öne çıkan et-tavuk suyu çorbası doğal balgam söktürücü yöntemler arasındadır. Et ve tavuk suyu çorbası mevcut balgamları yumuşatarak balgam şikayetinizi azaltabilir.

Zencefil, zerdeçal ve bal karışımı

Antibakteriyel ve antiviral özellikleriyle öne çıkan zencefil, zerdeçal ve bal fazla mukusu kurutarak ve birikiminin giderilmesini teşvik ederek göğüsteki tıkanıklığı hafifletmeye yardımcı olabilir. Günde birkaç kez zencefil çayı içmek veya zencefil, zerdeçal ve balı karıştırarak içmek balgamın azaltılmasına yardımcı olabilir. 

Limon suyu

Doğal ve etkili bir balgam sökücü olan limonu, bir bardak ılık suyun içine 1 yemek kaşığı limon suyu ekleyerek içtiğinizde balgamı atmanızı kolaylaştırır. Ayrıca biri limon, karabiber ve bal karışımı da balgamlı öksürüğü söktürmede etkilidir.

Ceviz Perdesi Çayı

Ceviz perdesi ile hazırlanan çay çok keskin bir balgam söktürücüdür. Bir fincan kaynayan suya demlenen ceviz perdelerini ekleyerek tüketebilir ve balgam probleminizin önüne geçebilirsiniz.

Okaliptus yağı

Birçok öksürük pastili ve buharlaştırıcı da kullanılan okaliptüs yağı da balgam sonucu mukusta yaşanan tıkanıklığın önüne geçme konusunda etkilidir. Suya iki damla okaliptüs ekleyerek buhar inhalasyonu (soluma) olarak kullanabilirsiniz. Ancak okaliptüs yağı ağızdan alındığında zehirlidir ve bu konuda dikkat edilmesi gerekir.

Kekik, fesleğen ve meyan kökü

Meyan kökü, mukus salgılarını incelten ve boğaz ağrısını azaltma özelliği olan bitkiler listesinde yer alır. 10 dakika kaynattıktan sonra içeceğiniz meyan kökü çayı da balgam sorununuzun önüne geçme konusunda size fayda sağlayacaktır. Ancak yüksek tansiyonu olanların meyan kökü kullanımından kaçınmaları gerekebilir. Diğer yandan kekik ve meyan kökü de doğal balgam söktürücüdür.

Mentol

Mentol, nane ailesine ait doğal bir kimyasal olarak kabul edilir. Öksürük pastilleri ve öksürük şuruplarının içeriğinde yaygın olarak tercih edilir. Mentolün serinleştirici hissi boğazdaki sorunun yatışmasını sağlar.

Havayı nemli tutmak

Kuru hava, burnu ve boğazı tahriş ederek daha fazla balgam oluşmasına neden olur. Evin havasını nemli tutmak daha kaliteli bir uykuyu sağlar, burnu temiz tutar ve boğaz ağrısını önlemeye yardımcı olur.

Sarımsak

Allisin adı verilen bileşiği içeren sarımsağın balgam söktürücü olarak kullanıldığı da olmuştur. Ezme işlemi sonrası sıcak suya eklediğiniz sarımsak öksürüğünü hafifletip balgama iyi gelecektir. Ayrıca sarımsağı balla karıştırıp günde üç kez birer kaşık şeklinde alabilirsiniz.

Fesleğen

Mukusun incelmesine yardımcı olan fesleğen de doğal balgam söktürücü bitkilerden biridir.

Sarmaşık yaprağı

Sarmaşık yaprağı ekstresi, mukus temizliğine iyi gelmesiyle bilinen doğal balgam söktürücü bitkilerdendir.

Sigaradan ve sigara dumanından kaçınmak

Sigara kullanmak ve/veya sigara dumanına maruz kalmak vücudun daha fazla balgam ve mukus üretmesine neden olur.

]]>
https://umutnet.org/saglik/balgama-ne-iyi-gelir/feed/ 0
Dümdüz Bir Kule Olarak İnşa Edilen Pisa Kulesi Ne Hata Yapıldı da Böyle Eğik Bir Form Kazandı? https://umutnet.org/tie-world/dumduz-bir-kule-olarak-insa-edilen-pisa-kulesi-ne-hata-yapildi-da-boyle-egik-bir-form-kazandi/ https://umutnet.org/tie-world/dumduz-bir-kule-olarak-insa-edilen-pisa-kulesi-ne-hata-yapildi-da-boyle-egik-bir-form-kazandi/#respond Mon, 14 Oct 2024 05:19:50 +0000 https://umutnet.org/?p=1138 Eğik görüntüsüyle İtalya’nın simgesi hâline gelen Pisa Kulesi, Orta Çağ’dan günümüze miras kalan en önemli yapılardan biri olarak kabul ediliyor. Ziyarete giden her turistin muhakkak önünde fotoğraf çektirdiği kule, neden eğik bir forma sahip?

Aslında birçok kişi, kulenin en başından beri eğik inşa edildiğini düşünse de kule, daha sonra eğildi.

İyi ama, nasıl oldu da bu ikonik eğik formunu kazanmış olabilir?Play Video

Günümüzde eğik forma sahip Pisa Kulesi, aslında düz bir şekilde inşa edilmeye başlandı.

pisa kulesi

Şu anda dünyada eşi benzeri bulunmayan Pisa Kulesi, aslında başlangıçta eğik olması için tasarlanmamıştı. Aksine, daha sonra bu eğik formu düzeltmek için çok çaba da sarf edildi fakat, nafile!

1063 ve 1090 yılları arasında Pisa Cumhuriyeti yetkilileri, mimarlık açısından Venedik Cumhuriyeti ile rekabet etmek ve askeri başarılarını devam ettirebilmek adına bir şehir katedrali inşa ettirmek istedi. Burası, katedral, vaftiz alanı, mezarlık ve çan kulesini içinde barındıracaktı.

1173 yılında kulenin yapımı başlansa da neredeyse 200 yıl bitmemişti.

pisa kulesi

Ekonomik sebepler, iç savaşlar ve süregelen pek çok sorun, kulenin 1372’de tamamlanmasına yol açtı. Kuleyi kimin yaptırdığı net olarak bilinemiyor ancak mimarının Dioti Salvi olduğu biliniyor. Peki neden böyle eğik bir kule ortaya çıktı?

Aslında kulenin eğik olması, tamamen bir hataydı. Çünkü kum, kil ve deniz kabuklarından oluşan zemin üzerine inşa edilen Pisa, zemin uygunsuzluğuna kurban gitti. Kule, en başında eğilmemişti, üstelik ilk üç katı da inşa edilmişti. Fakat zamanla kule, zemininden dolayı eğilmeye başladı.

İnşaatın da durdurulması bir nevi eğimin fark edilmesinden kaynaklıydı.

pisa kulesi

Verilen bu uzun ara ise kulenin zemine iyice oturmasına neden olmuştu. 1272’de mühendis olan Giovanni di Simone, kulenin inşaatına devam etti. Yapının kısa tarafını dengede tutmak için bir duvar daha eklemek isterken kule, ekstra yüklenen ağırlıktan dolayı daha da derine battı ve gittikçe daha da eğik bir görüntü aldı.

Bununla kaldığını mı düşündünüz? Hayır. İnşaat tam 1372’de tamamlandı, bu süre zarfında ise 1,6 derece tekrar değildi. Seneler boyunca uğraşılan düzeltme girişimleri ise fayda etmedi, bugünkü ikonik görüntüsünü almasına vesile oldu.

1993’te kule giderek eğildiği için zeminine 600 ton kurşun yerleştirildi, bu çalışma, kulenin eğilmesini önlemeye yetmişti. Ancak çalışmalar hız kesmeden sürdü, sonucunda ise 2008’de eğimi sabitlendi. Bugün Pisa Kulesi’nin eğimi 3,99 derece.

]]>
https://umutnet.org/tie-world/dumduz-bir-kule-olarak-insa-edilen-pisa-kulesi-ne-hata-yapildi-da-boyle-egik-bir-form-kazandi/feed/ 0
Yanan Şeylerin Neden Hemen Hemen Hepsi Neden Siyah Renge dönüyor https://umutnet.org/haber/yanan-seylerin-neden-hemen-hemen-hepsi-neden-siyah-renge-donuyor/ https://umutnet.org/haber/yanan-seylerin-neden-hemen-hemen-hepsi-neden-siyah-renge-donuyor/#respond Tue, 02 Jul 2024 10:18:47 +0000 https://umutnet.org/?p=1129 Yemek pişirirken yanlışlıkla yemeğin yanması, hemen herkesin başına gelen bir durumdur. Ancak, hiç yanan yiyeceklerin neden siyah renkte olduğunu düşündünüz mü? Bu durum, karbonun kimyasal yapısından kaynaklanır. İşte detaylar:

Yanmış Yiyeceklerin Neden Siyah Olduğu

Yiyecekler gibi çoğu organik madde karbon içerir. Karbon, oksijen, hidrojen, azot ve fosfor gibi diğer elementlerle birlikte organik maddelerin temel bileşenlerinden biridir. Yiyecekler yandığında, içlerindeki karbon yanar ve bu süreç sonunda karbon dioksit gazı ile siyah renkteki yanmış karbon ortaya çıkar.

Eğer bir yiyecek uzun süreli ve yüksek sıcaklıklarda pişirilirse, içindeki maddelerin büyük bir kısmı parçalanır, buharlaşır ve geriye sadece siyah renkte yanmış karbon kalır. Bu nedenle, yanmış yiyeceğin miktarı başlangıçtaki miktarından çok daha az olur. Bu sürecin temel nedeni, karbonun yüksek sıcaklıklarda parçalanıp oksitlenerek karbon dioksit ve karbon kalıntıları oluşturmasıdır.

Küçük Yanıklar ve Renk Değişimi

Yiyeceklerin tamamen yanması için gereken ısı çok yüksek olsa da, ocağın altını biraz fazla açmak bile yiyeceğin karamelizasyon veya Maillard reaksiyonuna girmesine neden olabilir. Bu kimyasal reaksiyonlar, yiyeceğin renginin altın kahverengiden siyaha kadar değişmesine neden olan yeni bileşikler oluşturur.

Maillard reaksiyonu, proteinler ve şekerler arasında meydana gelir ve yiyeceklerin kızarmış, tatlı ve hoş kokulu hale gelmesini sağlar. Karamelizasyon ise şekerlerin yüksek sıcaklıklarda parçalanması sürecidir ve bu da yiyeceklerin renginin koyulaşmasına neden olur.

Renk ve Işığın Etkileşimi

Bir nesne, üzerine düşen ışıkla nasıl etkileşime giriyorsa o rengi alır. Işık bir nesneye çarptığında, nesne bu ışığı yansıtabilir, kırabilir, dağıtabilir veya emebilir. Bir nesnenin hangi rengi emdiği veya yansıttığı, onun atomik yapısına bağlıdır.

Örneğin, elmas parlak ve şeffaftır çünkü karbon atomlarının düzenli ve sıkı bir kafes yapısı oluşturur. Bu yapısal düzenleme nedeniyle, elmas görünür spektrumda ışığı emer veya dağıtmaz; bunun yerine, ışığı büyük ölçüde yansıtır. Bu da elmasın parlak ve şeffaf görünmesini sağlar.

Öte yandan, grafit gibi düzensiz yapıya sahip karbon formları ve serbest delokalize elektronlar, geniş bir ışık frekans aralığını emer veya dağıtır. Bu nedenle, grafit karakteristik siyah renkte görünür çünkü gözlerimize neredeyse hiç renk yansıtmaz.

Yanmış yiyeceklerde de benzer bir durum söz konusudur. Karbon, yanmış yiyeceklerin siyah rengini oluşturan ana elementtir. Yüksek sıcaklıklarda karbon atomları serbest hale gelir ve düzensiz bir yapı oluşturur, bu da ışığı emme eğilimindedir ve sonuçta yiyeceklerin siyah görünmesine neden olur.


Yanmış yiyeceklerin kimyasal yapısının ardındaki bilim budur. Karbonun ve yüksek sıcaklıkların bu etkileşimi, hepimizin mutfakta karşılaştığı o karakteristik siyah yanıkları oluşturur

]]>
https://umutnet.org/haber/yanan-seylerin-neden-hemen-hemen-hepsi-neden-siyah-renge-donuyor/feed/ 0
İki Atom Bombası Saldırısından Kurtulan Dünyadaki Tek İnsan: Tsutomu Yamaguchi https://umutnet.org/haber/iki-atom-bombasi-saldirisindan-kurtulan-dunyadaki-tek-insan-tsutomu-yamaguchi/ https://umutnet.org/haber/iki-atom-bombasi-saldirisindan-kurtulan-dunyadaki-tek-insan-tsutomu-yamaguchi/#respond Thu, 06 Jun 2024 04:08:41 +0000 https://umutnet.org/?p=1121 Tsutomu Yamaguchi, ABD’nin Japonya’ya attığı iki atom bombasından da sağ kurtulan tek insan olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.

Yüz binlerce kişi, II. Dünya Savaşı’nda Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarında ciddi yaralar aldı ve en az iki yüz bin kişi hayatını kaybetti. Ancak yalnızca bir kişi, iki atom bombasından da sağ kurtulabildi.

Bu kişi, Tsutomi Yamaguchi’ydi ve Guinness Dünya Rekorları’na “İki Atom Bombasında da Hayatta Kalan İlk İnsan” olarak geçmişti. Gelin bu adamın etkileyici hikâyesini daha yakından inceleyelim.

Tsutomu Yamaguchi, Hiroşima’ya atılan atom bombası sırasında iş seyahati nedeniyle oradaydı.

Yamaguchi, ülkesinin II. Dünya Savaşı’ndaki rolüne karşı derin bir üzüntü besliyordu. Hatta Japonya kaybederse eşini ve küçük oğlunu uyku haplarıyla öldürmeyi bile düşünmüştü. 6 Ağustos 1945’te Hiroşima bombalandığında iş gezisinin son günüydü ve aniden gökyüzünün bir alevla aydınlandığını görmüştü.

Yamaguchi, en yakın sulama kanalına kendini attı ve yerin kükrediğini duydu. Kendini suya atması, hayatını kurtarmıştı. Söylediğine göre bir süreliğine bayılmıştı ve kendine gelip etrafına baktığında her şeyin karanlık olduğunu görmüştü. Yani kör olmuştu.

Ertesi gün Yamaguchi, eve döndü.

Atılan atom bombasıyla geçici körlük yaşamıştı ve patlama kulak zarlarını patlatmıştı. Ayrıca cildinde ciddi radyasyon yanıkları vardı. Eve dönüş yolunda şehrin korkunç manzaralarıyla yüzleşmek zorunda kalmıştı.

9 Ağustos tarihinde işe gittiğinde, camdan yine kör edici bir ışığın ortaya çıktığını gördü. Şok dalgaları pencereleri yok etmişti ve adam yere düşmüştü. O esnada, merdiven boşluğunun altındaki konferans salonunda bulunan Yamaguchi, patlamadan sağ kurtulmuştu.

Koşa koşa eve gidip ailesini kontrol ettiğinde sadece yüzeysel yaralar aldıklarını görmüştü. Yamaguchi ise yüksek ateş, şiddetli saç dökülmesi, sürekli kusma ve radyasyon zehirlenmesinden kaynaklanan diğer semptomları göstermişti.

Bunca olanlara rağmen uzun bir hayat yaşadı.

Savaştan sonra müteffik işgal kuvvetlerinde tercüman olarak çalıştı ve nükleer silahsızlanmanın savunucularından biri oldu. Yaşadıkları deneyimler hakkında bir şiir kitabı yazdı. Nispeten sağlıklı ve uzun bir hayatı oldu ve 2010 senesinde, 93 yaşındayken mide kanserinden öldü. 

Hayata gözlerini yummadan birkaç ay önce şu sözleri söylemişti:

“Atom bombasından nefret etmemin nedeni insan onuruna olan etkisinden kaynaklanıyor. Dünya, nükleer bombaların acısını ısrarla neden anlayamıyor? Bu silahları geliştirmeye nasıl devam edebiliyorlar? Yalvarırım yapmayın!

]]>
https://umutnet.org/haber/iki-atom-bombasi-saldirisindan-kurtulan-dunyadaki-tek-insan-tsutomu-yamaguchi/feed/ 0
Neden Uyumadan Önce Ayağınızı Yorganın Dışına Çıkardığınızı Merak Ettiniz mi?  https://umutnet.org/haber/neden-uyumadan-once-ayaginizi-yorganin-disina-cikardiginizi-merak-ettiniz-mi/ https://umutnet.org/haber/neden-uyumadan-once-ayaginizi-yorganin-disina-cikardiginizi-merak-ettiniz-mi/#respond Wed, 05 Jun 2024 01:45:33 +0000 https://umutnet.org/?p=1114 Uykuya dalmadan önce ayağınızı yorganın dışına çıkardığınız oldu mu? Çoğu insan bu davranışı bilinçsizce yapıyor. Arkasında yatan bilimsel nedenler ise eminiz ki daha önce hiç aklınıza gelmemiştir.

Hızlı şekilde uykuya dalmaya yardımcı bu hareketten sonra farkında olmadan yaptığımız hareketlerden birinin daha anlamını öğrenmiş olacaksınız.

O zaman yataktan bağımsızlığını ilan etmiş ayaklarımızın bunu neden yaptığına yakından bakalım.

Uyku sırasında vücut ısımız doğal olarak düşüyor.

Isımızın düşmesi, beynimizin hipotalamus bölgesinde bulunan sirkadiyen (SCN) tarafından kontrol edilen ritimlerimizle bağlantılı. Bu ritimler, vücut ısısının düşmesi sağlayarak uykuya dalmayı kolaylaştırdığı gibi uyku kalitesini de artırıyor.

Ayağımızı yorganın dışına çıkarmak ise vücudunuzun ısısını düzenlemesine yardımcı oluyor. Ayaklarımız, yüksek kan damarları yoğunluğu nedeniyle vücut ısısını hızlı bir şekilde dağıtabiliyor.

Ayaklarımızın altındaki deri, ince ve kılsız olduğu için de ısıyı daha hızlı kaybediyoruz​​. Bu durumda, ayağımızı yorganın dışına çıkardığımızda vücut ısımızın daha hızlı düşmesini sağlıyoruz ve böylece daha rahat uykuya dalıyoruz.

Özellikle yaz aylarında bunu yapmayan yoktur.

Üzerimde incecik bir pike olmadan asla yatamam diyenlerin bile bir ayağı dışarıdadır. Oda sıcaklığı yüksek olduğu zamanlarda bu, oldukça etkili yöntem hâline geliyor.

Bunun yanı sıra ayağımızla yaptığımız hareket, güvenlik duygusu veya çevremize karşı daha uyanık olma hissi yarattığı için bazılarımızda psikolojik rahatlık da sağlıyor.

Uykuya dalmayı daha kolay hâle getirebileceğiniz başka yöntemler de var.

Eğer uykuya dalma konusunda başka taktikler arıyorsanız yatmadan önce ılık bir duş olarak vücut ısınızı önce yükseltebilir, daha sonra hızlı şekilde düşürebilirsiniz.

Aşırı ısınmayı önleyen hafif ve nefes alabilen yatak örtüleri tercih ederek, odanızı serin tutarak da uykuya daha rahat dalabilirsiniz.

]]>
https://umutnet.org/haber/neden-uyumadan-once-ayaginizi-yorganin-disina-cikardiginizi-merak-ettiniz-mi/feed/ 0
Lezzet Durağı Türkiye: 6 Tatlımız Dünya Listesinde! https://umutnet.org/tie-world/yiyecekler/dunyanin-en-iyi-tatlilari-aciklandi-turkiyeden-6-tatli-listeye-girdilezzet-duragi-turkiye-6-tatlimiz-dunya-listesindedunyanin-en-iyi-tatlilari-aciklandi-turkiyeden-6-tatli-listey/ https://umutnet.org/tie-world/yiyecekler/dunyanin-en-iyi-tatlilari-aciklandi-turkiyeden-6-tatli-listeye-girdilezzet-duragi-turkiye-6-tatlimiz-dunya-listesindedunyanin-en-iyi-tatlilari-aciklandi-turkiyeden-6-tatli-listey/#respond Sat, 06 Apr 2024 06:46:49 +0000 https://umutnet.org/?p=1108 Tatlı severler ve gurmelerin merakla beklediği “Dünyanın En İyi Tatlıları” listesi belli oldu. Sevindirici haber ise Türkiye’den tam 6 tatlıyla listede yer almamız!

Lezzet Atlası’nın (Taste Atlas) gerçekleştirdiği oylamada, damaklarda iz bırakan tatlılarımız dünya çapında beğeni topladı. Listede yer alan tatlılarımız ve sıralamaları şu şekilde:

  • 9. Sıra: Kahramanmaraş Dondurması
  • 17. Sıra: Gaziantep Baklavası
  • 23. Sıra: Fıstıklı Sarma
  • 27. Sıra: Baklava
  • 46. Sıra: İrmik Helvası
  • 51. Sıra: Fırın Sütlaç

Kahramanmaraş dondurması, efsanevi lezzetiyle ilk 10’a girerken, Gaziantep baklavası ve fıstıklı sarma da onu takip etti. Klasik tatlılarımız baklava ve irmik helvası da listede yer alırken, fırın sütlaç ise tatlı severlerin favorileri arasında yerini aldı.

Bu sonuç, Türk mutfağının zenginliğini ve tatlı kültürümüzün gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Tebrikler Türkiye!

Not: Bu liste, Lezzet Atlası’nın oylama sonuçlarına dayanmaktadır. Farklı platformlarda farklı sıralama ve tatlılar yer alabilir.

]]>
https://umutnet.org/tie-world/yiyecekler/dunyanin-en-iyi-tatlilari-aciklandi-turkiyeden-6-tatli-listeye-girdilezzet-duragi-turkiye-6-tatlimiz-dunya-listesindedunyanin-en-iyi-tatlilari-aciklandi-turkiyeden-6-tatli-listey/feed/ 0
Uydudan mesajlaşma özelliği Android telefonlara geliyor https://umutnet.org/teknoloji/uydudan-mesajlasma-ozelligi-android-telefonlara-geliyor/ https://umutnet.org/teknoloji/uydudan-mesajlasma-ozelligi-android-telefonlara-geliyor/#respond Wed, 13 Mar 2024 06:13:03 +0000 https://umutnet.org/?p=1104 11 Mart 2024 tarihinde elde edilen bilgilere göre, Google, Android 15 güncellemesiyle birlikte uydu üzerinden mesajlaşma özelliğini telefonlarına eklemeyi planlıyor. Apple’ın benzer bir teknolojisini kullanan bu özellik, “Mesajlar” uygulamasına entegre edilecek ve kullanıcıların iletişim kurmalarına, özellikle telefon sinyalinin çekmediği bölgelerde, kesintisiz bir imkan sunacak.

Uydu bağlantısı, hücresel ağların ulaşamadığı yerlerde iletişimi sürdürmeyi mümkün kılarak, acil durum mesajlaşma gibi önemli durumlarda kullanıcıların iletişim ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor.

Google, bu yeniliği kullanıcılara sunmak adına Garmin Response şirketi ile işbirliği yapacak. Garmin Response, uydu üzerinden acil durum çağrıları sağlayan bir şirket olarak bilinir ve bu işbirliği sayesinde Google, acil durum mesajlaşma özelliğini 150’den fazla ülkede kullanıma sunabilecek.

Bu haberin yanı sıra, Elon Musk’ın Starlink şirketinin de uydular aracılığıyla internet bağlantısı hizmeti sunduğu belirtiliyor. Ancak, Android telefonlardaki uydu özelliğinin bazı ülkelerde kısıtlanabileceği dikkat çekiyor, özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerde uydu telefonlarının kullanımının yasak olduğuna vurgu yapılıyor. Android 15 güncellemesiyle birlikte, kullanıcılar acil durumlarda iletişim kurma konusunda daha geniş bir kapsama sahip olacaklar.

]]>
https://umutnet.org/teknoloji/uydudan-mesajlasma-ozelligi-android-telefonlara-geliyor/feed/ 0
Halk Arasında ‘Mutluluk Hormonu’ Olarak Bilinen Serotonin Nedir, Ne İşe Yarar, Nasıl Artırılır? https://umutnet.org/haber/halk-arasinda-mutluluk-hormonu-olarak-bilinen-serotonin-nedir-ne-ise-yarar-nasil-artirilir/ https://umutnet.org/haber/halk-arasinda-mutluluk-hormonu-olarak-bilinen-serotonin-nedir-ne-ise-yarar-nasil-artirilir/#respond Sat, 23 Sep 2023 07:17:01 +0000 https://umutnet.org/?p=1094 Birçok organ sisteminin fonksiyonlarında yer alan serotonin, bir hormon ve nörotransmitterdir. Bu yazımızda da, birçok ilginç özelliğe sahip olan serotonin hormonu nedir, ne işe yarar ve nasıl artırılır gibi soruları sizler için cevapladık.

Neşe, heyecan veya benzer bir duyguyu hissettiğiniz her an, beyninizde birbiriyle iletişim kuran binlerce sinir hücreleri işlevlerini yerine getirir. Genel olarak bu hisler çok daha karışık bir süreç içerisinde gerçekleşmesine rağmen, bazı beyin kimyasalları bunların gerçekleşmesi için daha çok rol alır. Bu kimyasallardan da birinin adı serotonindir. 

Hayatınız boyunca en az bir defa, serotonin hormonunu duymuşsunuzdur, ancak serotonin duyduğunuzdan çok daha fazlasını yapabilen bir hormon. Yemek yemekten, uyumaya, ruh hali kontrolü ve cinselliğe kadar neredeyse birçok insan davranışını etkiliyor. Bu alanda yapılan çalışmalar, serotonin miktarının özellikle depresyon üzerinde büyük etkisi olduğunu gösteriyor.

Mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin düzeyindeki artış ve azalışlar, insan sağlığı üzerinde olumlu ve olumsuz birçok etkiye neden olabilir. Okuduklarınızdan sonra serotoninle ilgili soru işaretleriniz oluştuysa merak etmeyin, çünkü sizler için serotonin hormonu nedir, ne işe yarar, nasıl artırılır, serotonin eksikliği belirtileri nedir, vücutta ne yapar ve serotonin hormonu neden düşer gibi tüm soruları cevapladık.

Mutlu olmamızı sağlayan serotonin hormonu nedir?

https://giphy.com/embed/gTNSX6N7vcKOY

Serotonin, vücudunuzdaki sinir hücreleri arasındaki sinyalleri taşıyan, doğal bir şekilde oluşan nörotransmitterdir. Duygudurum stabilizasyonu, biliş, öğrenme, hafıza ve uyku dahil olmak üzere çeşitli beyin ve vücut fonksiyonlarında önemli bir yol oynar.

5-hidroksitriptamin veya 5-HT olarak da bilinen serotonin, aynı zamanda bir hormon olarak kabul edilir. Üretilen serotoninin yaklaşık %90’ı bağırsaklarda bulunur. Yani bağırsaklar, vücudun serotonin tedarikinin neredeyse tamamına yakınını karşılar. Aynı zamanda, uyku düzenine, cinsel fonksiyonlara, kemik sağlığına ve kanın pıhtılaşmasına da doğrudan etkisi vardır.

Peki serotonin hormonu ne işe yarar, tam olarak vücutta ne yapar?

https://giphy.com/embed/l41lJ8ywG1ncm9FXW

Bir nörotransmitter olan serotonin, mesajların beynin bir bölgesinden diğerine iletilmesine yardımcı olur. Hücrelerin yaygın dağılımı nedeniyle çeşitli psikolojik ve diğer vücut fonksiyonlarını da etkiler. Beyin hücrelerinin büyük bir çoğunluğu doğrudan veya dolaylı olarak serotinden etkilenir. Bunlar arasında ruh hali, cinsel istek, iştah, uyku düzeni, hafıza, öğrenme ve bazı sosyal davranışlar yer alıyor.

Vücut fonksiyonları açısından serotonin, kardiyovasküler sistemimizin, kaslarımızın ve endokrin sistemindeki çeşitli unsurların işleyişini de etkiler. Ayrıca araştırmacılar, serotoninin süt üretimini düzenlemede de rol aldığına dair raporlar yayınladı.

Serotonin düzeyi nasıl artırılır?

https://giphy.com/embed/JRgjhKV4UvgCpcue0q

Beyindeki serotonin miktarında yaşanan artış, beyin hücreleri arasındaki iletişimi geliştiriyor ve bu da canlının ruh halinde çeşitli iyileşmeler olmasını sağlıyor. Aynı zamanda yukarıda bahsettiğimiz depresyon belirtilerini de azaltıyor. Reçeteli antidepresan ilaçlarının klinik depresyon ve diğer duygudurum bozukluklarında da kullanılmasının nedeni budur ancak bu ilaçları kullanmadan önce uzman bir hekime danışarak kişiye özel bir tedavi periyodu belirlenmesi gerekiyor. 

Serotonin seviyesini artırmanın doğal yolları da bulunuyor. Gün içerisinde tükettiğiniz gıdalardan, ne kadar güneş ışığı aldığınıza kadar birçok faktör serotonin miktarını arttırmaya yardımcı olabilir. Bu konuyu biraz daha açalım…

Serotonin düzeyini artıran besinler: 

https://giphy.com/embed/EttwcjDkmq61qxKcjD
  • Yumurta
  • Fındık ve tohum
  • Kümes hayvanları
  • Soya ürünleri
  • Peynir
  • Deniz yosunu
  • Meyve çeşitleri

Serotonin direkt olarak hiçbir besinde bulunmaz ama serotonin ve triptamin gibi önemli bileşiklerin sentezinde rol oynayan triptofan bulunur. Triptofan, özellikler serotonin üretimin önemli olan esansiyel bir amino asittir. Amino asitler proteinin temel yapı taşlarıdır.

Bilim insanları, tüketilen besinlerdeki triptofanın beyindeki serotonin düzeyi ile bağlantılı olduğunu, düşük miktardaki triptofanın beyindeki serotonin düzeyinin düşmesine neden olabileceğini düşünüyor.

Triptofan, protein bakımından zengin besinlerin çoğunda bulunuyor.

Serotonin eksikliği neden olur?

https://giphy.com/embed/l0Iy10eZOmILlwqK4

Düşük serotonin düzeyinin tek bir nedeni yoktur, aksine birkaç nedenden dolayı ortaya çıkabilir. Bunlardan biri, vücudun normal seviyeleri koruyacak kadar serotonin üretememesidir. Örneğin, düşük B6 ve D vitamini düzeylerinin her ikisi de azalan serotonin düzeyleri ile ilişkilendiriliyor. Yukarıda bahsettiğimiz ve serotonin üretiminde önemli bir rol oynayan triptofan, yalnızca tüketilen besinler aracığıyla elde edilebilir.

Serotonin eksikliğinin bir diğer önemli nedeni de vücudunuzun serotonini üretirken onu etkili bir şekilde kullanamamasıdır. Beyninizde yeterince serotonin reseptörünüz yoksa veya sahip olduğunuz reseptörler olması gerektiği gibi çalışmıyorsa (Örneğin, serotonini çok hızlı parçalıyorlarsa) bu durum meydana gelebilir.

Vücutta serotonin eksikliği belirtileri:

  • Depresyon
  • Uyku problemleri 
  • Kronik ağrı
  • Hafıza veya öğrenme sorunları
  • Kaygı
  • İştah sorunları

1. Depresyon

https://giphy.com/embed/W0c3xcZ3F1d0EYYb0f

Son yıllarda yapılan araştırmalar, depresyon ve serotonin arasında karmaşık bir ilişki olduğuna işaret ediyor. Serotonin eksikliğinin tam olarak nasıl buna neden olabileceği bilinmiyor, ancak çoğu çalışma bunun bir faktör olduğunu ortaya koyuyor. Mevsimsel duygudurum bozukluğu, sosyal hayatta yaşanan olaylar, kronik stres ve travmaya bağlı depresyon da serotonin düzeylerini azaltan önemli faktörlerdir. Yani serotonin eksikliği depresyonun hem nedeni hem de sonucu olabilir.

2. Uyku problemleri

https://giphy.com/embed/p48F7LHfETH8Y

Serotonin, uykulu hissetme, uykuda kalma, hızlı göz hareketi (REM) uykusuna girme ve sabah uykudan uyanabilmek gibi vücudun biyolojik fonksiyonlarını düzenlemeye yardımcı olur. Kronik uykusuzluk, alışılmadık uyku düzeni ve kronik yorgunluk yaşayan kişilerde de serotonin eksikliği olabilir.

3. Kronik ağrı

https://giphy.com/embed/1xkMucz3jc5AGB4elL

Serotonin, kasların davranış şeklini etkileyen bir faktördür, dolayısıyla düşük serotonin düzeyi kronik ağrılara neden olabilir. Düşük serotoninin, bir tür yaygın kronik ağrı olan fibromiyalji ile güçlü bir ilişkisi olduğu biliniyor. Fibromiyaljisi olan kişiler, uzmanların bilgisi dahilinde serotonin düzeylerini yükselten antidepresanlarla rahatlayabilirler.

4. Hafıza veya öğrenme sorunları

https://giphy.com/embed/xT8qBugEkxlPeodRHG

Serotonin üzerine yapılan bazı çalışmalar, serotoninin hafıza ve öğrenme gibi fonksiyonlarda rol aldığını ortaya koydu, dolayısıyla bunlarla ilgili yaşanan sorunlar bir serotonin sorununa işaret edebilir. Ek olarak, uyku yoksunluğu ve depresyon gibi semptomları da konsantre olmayı ve öğrenmeyi zorlaştırabilir.

5. Kaygı

https://giphy.com/embed/OohRFB8z7kVWw

Anksiyete, kişinin serotonin düzeyinin düşük olduğuna dair bir işaret olabilir. Aniden ortaya çıkan ve yakın zamanda yaşanan bir travma ya da stres etkeni gibi alakasız bir kaygı, serotonin düzeyinden kaynaklı olabilir.

6. İştah sorunları

https://giphy.com/embed/zYGjlNMrdBowRzyTQf

Yapılan bir dizi çalışma, düşük düzeyde serotonine sahip kişilerin iştah sorunları veya yeme bozuklukları yaşayabileceğini ortaya koymuştur. Bu sorun, aşırı yeme, yeterince yememek veya her ikisi arasında yaşanan geçişlere yol açabilir.

Serotonin asla tek başına hareket etmez, aksine karmaşık bir sistemin parçasıdır. Serotonin eksikliği olan kişilerde diğer nörotransmitterler de eksiklikler olabileceği gibi metabolik veya diğer sağlık problemleri de görülebilir. Bundan emin olmak için, daha önce de hatırlattığımız gibi alanında uzman bir hekime başvurmanızı öneriyoruz. 

]]>
https://umutnet.org/haber/halk-arasinda-mutluluk-hormonu-olarak-bilinen-serotonin-nedir-ne-ise-yarar-nasil-artirilir/feed/ 0
E-posta göndermek için en iyi gün ve zaman dilimi https://umutnet.org/teknoloji/e-posta-gondermek-icin-en-iyi-gun-ve-zaman-dilimi/ https://umutnet.org/teknoloji/e-posta-gondermek-icin-en-iyi-gun-ve-zaman-dilimi/#respond Tue, 08 Aug 2023 05:56:29 +0000 https://umutnet.org/?p=1090 Axios HQ tarafından 8,7 milyon e-postanın analiz edildiği bir araştırmaya göre, pazar günü saat 15:00 ile 18:00 arası dahili bir e-posta göndermek için en iyi zaman. Araştırmada bu e-postaların ortalama yüzde 94’ünün açıldığı tespit edildi.

Axios, “Pazar gecesi gibi rekabetin düşük olduğu zamanlarda dahili bir e-posta göndermenin, pazartesi sabahı ilk iş gibi görülerek muhatapların akıllarında yer edinmesini sağlayabileceğini” söyledi.

Pazar günü 18:00 ile 21:00 arasında gönderilen mesajların ortalama açılma oranı yüzde 86 iken, haftanın geri kalanında bu oran yüzde 50 ile yüzde 76 arasındadır.

Ancak uzmanlar, özellikle daha fazla çevrimiçi toplantı ve iletişime yol açan Covid-19 pandemisinden bu yana, pazar e-postalarının da stresi artırabileceğini söylüyor.

TEKNO İSTİLASI

Leeds Üniversitesi İşletme Okulu’nda doçent olan Dr. Matthew Davis, “İnsanlar bunu görüp ‘Bunları hafta sonu daha rutin bir şekilde göndermeye başlayacağım’ diye düşünürse benim endişem bu olur. Çünkü bazı insanlar için sorun değil ama bunun stres oluşturacağı çok sayıda insan var.”

“‘Tekno istilası’ olarak bilinen bu fenomen var. Ve bu, kişisel yaşamınıza da sızan iş teknolojisinin bir anlamı. Bunun insanların daha stresli hissetmeleri, işlerinden ve iş-yaşam dengelerinden daha az tatmin olmaları ile bağlantılı olduğunu biliyoruz” dedi.

Journal of Occupational and Organizational Psychology’de yayınlanacak olan makalede “insanların erişilebilirliğine ve iletişim sınırlarına saygı duymanın iyi bir iş için çok önemli olduğunu gösterdiği” ifadeleri yer alıyor.

Uzmanlar da, “Bu insanlar pazar günleri çalışmıyorsa ve meslektaşları bunun farkındaysa, o zaman mesajlar gönderilmemeli ve meslektaşları yanıt beklememelidir.” dedi.

Davis, ayrıca, kapatılabilecek ayrı bir iş e-posta uygulamasına sahip olmayı, bildirimleri kapatmayı ve e-postalara hafta sonu okunması gerekmediğini söyleyen alt bilgiler koymayı da önerdi.

]]>
https://umutnet.org/teknoloji/e-posta-gondermek-icin-en-iyi-gun-ve-zaman-dilimi/feed/ 0
Türk Rock Müziğinin Usta İsmi Erkin Koray Hayatını Kaybetti https://umutnet.org/haber/turk-rock-muziginin-usta-ismi-erkin-koray-hayatini-kaybetti/ https://umutnet.org/haber/turk-rock-muziginin-usta-ismi-erkin-koray-hayatini-kaybetti/#respond Tue, 08 Aug 2023 05:48:24 +0000 https://umutnet.org/?p=1086 Türk rock müziğinin efsane ismi Erkin Koray, 82 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Türk rock müziği denince akla gelen ilk isimlerden olan Erkin Koray, bugün uzun yıllardır yaşamını sürdürdüğü Kanada’da hastaneye kaldırılmıştı.

Bu haberden saatler sonra Koray’ın sevenlerini üzecek haber geldi. Gelen bilgilere göre ünlü sanatçı, 82 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Usta sanatçı, sağlık sorunlarıyla mücadele ediyordu.

]]>
https://umutnet.org/haber/turk-rock-muziginin-usta-ismi-erkin-koray-hayatini-kaybetti/feed/ 0